Tazminat hukuku; bir kişiye ait haksız bir fiil, sözleşmeye aykırılık veya kanundan doğan başka bir sorumluluk sebebiyle meydana gelen zararların giderilmesine ilişkin kuralları düzenleyen hukuk dalıdır. Bu alan, başta 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, ilgili özel kanunlar ve yargı içtihatları çerçevesinde şekillenmektedir.
Tazminat hukukunun temel amacı, zarara uğrayan kişinin malvarlığı veya kişilik değerlerinde meydana gelen eksilmeyi mümkün olduğunca zarardan önceki hale getirmek, diğer bir ifadeyle denkleştirmektir. Bu çerçevede tazminat; maddi (malvarlığı zararları) ve manevi (kişilik haklarına saldırıdan doğan elem ve ızdırabın hafifletilmesi) olmak üzere iki ana grupta ele alınır.
Tazminat sorumluluğu doğarken genellikle şu unsurlar birlikte değerlendirilir:
Maddi tazminat, zarara uğrayanın malvarlığında meydana gelen eksilmenin giderilmesini amaçlar. Uygulamada sıkça karşılaşılan maddi tazminat türleri şunlardır:
Manevi tazminat, zarar görenin kişilik haklarına yapılan saldırı sonucu duyduğu elem ve ızdırabın hafifletilmesini amaçlayan bir para ödemesini ifade eder. Türk hukukunda manevi tazminat, cezalandırma değil, zararın bir ölçüde giderilmesi ve mağdurun ruhsal dengesinin kısmen de olsa sağlanması işlevine sahiptir. Uygulamada sıkça karşılaşılan manevi tazminat konuları şunlardır:
Tazminat hukukunda, bazı faaliyet alanları için kusura dayanmayan, tehlike esasına dayalı veya adam çalıştıranın sorumluluğu gibi özel sorumluluk türleri öngörülmüştür. Özellikle motorlu araç işleteninin sorumluluğu, işverenin iş kazasından doğan sorumluluğu ve yapı malikinin sorumluluğu bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Tazminat sorumluluğu ile sigorta ilişkisi de önemli bir yer tutar. Zorunlu mali sorumluluk sigortası, ihtiyari sorumluluk sigortaları ve diğer zarar sigortaları, zararın sigorta şirketleri tarafından karşılanmasına imkân tanıyabilir. Bu çerçevede tazminat taleplerinin, sigorta poliçesi kapsamı, teminat limitleri ve istisnalar dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekir.
Tazminat talepleri, kanunda öngörülen zamanaşımı sürelerine tabidir. Haksız fiil, sözleşmeye aykırılık, trafik kazası, iş kazası gibi farklı sorumluluk türleri için çeşitli zamanaşımı süreleri düzenlenmiştir. Bu sürelerin başlangıç ve bitiş tarihlerinin doğru tespiti, hak kaybı yaşanmaması açısından önem taşır.
Tazminat uyuşmazlıkları, niteliğine göre asliye hukuk mahkemeleri, iş mahkemeleri, ticaret mahkemeleri veya idare mahkemeleri gibi farklı yargı mercileri önünde görülmektedir. Yargılama sürecinde zarar kalemlerinin somut delillerle desteklenmesi, bilirkişi incelemesi, uzman raporları ve yerleşik içtihatların dikkate alınması, zararın kapsamının ve tazminatın miktarının belirlenmesinde belirleyici rol oynamaktadır.